Üç Akademisyenin İkinci Duruşmaları 8 Mayıs’ta

Yazar / Referans: 
Tansu Pişkin, Bianet
Tarih: 
26.12.2017

36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde İstanbul Üniversitesi'nden üç akademisyenin davalarının ilk duruşmaları görüldü. Duruşmaların tamamının 8 Mayıs’ta devam etmesine karar verildi.

Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi imzacılarına yönelik davalar bugün devam etti.

Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde üç duruşma görüldü. Bu davalarda İstanbul Üniversitesi'nden Biriz Gonca Berksoy, İnci Özkan Kerestecioğlu ve Tülay Erkan yargılandı.

Akademisyenlerden Berksoy ve Özkan-Kerestecioğlu duruşma salonunda hazır bulundu. Etkan raporlu olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılamadı.

Mahkeme heyetinde şu isimler yer alıyordu: Başkan: Hakan Özer, Üye:  Ali Kara, Recep Kurt, Cumhuriyet savcısı: Hasan Adalı.

Savcı İsmet Bozkurt'un hazırladığı iddianamede imzacı akademisyenler 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2 maddesinde yer alan "Terör örgütü propagandası" ile suçlanıyor. Davalar 5 Aralık'ta başladı.

Bugüne dek 68 kişinin davasının ilk duruşmaları, içlerinden yedi akademisyenin davalarının ise ikinci duruşmaları görüldü. 

3. Duruşma

İstanbul Üniversitesi'nden emekli İnci Özkan Kerestecioğlu mahkeme salonunda hazır bulundu. 

Özkan-Kerestecioğlu'nun avukatı Aynur Tuncel Yazgan söz alarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde aynı bildiriye dair görülen yargılamanın TMK 7/2’den başlasa da savcının talebi ve Adalet Bakanlığı’nın izni üzerine TCK/301’den devam ettiğini belirtti.

Akademisyen davaları arasında hukuki ve fiili irtibat olduğunu söyleyen Avukat Tuncel-Yazgan birleştirme, derhal beraat, 301 yönünden Adalet Bakanlığı’nın cevabının beklenmesi taleplerini dile getirdi.

Mahkeme 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava dosyasının incelenmesine ve bir sonraki duruşmanın 8 Mayıs 2018, saat 09.40'da görülmesine karar verdi.

2. Duruşma

İstanbul Üniversitesi'nden öğretim görevlisi Biriz Gonca Berksoy mahkeme salonunda hazır bulundu.

Avukat Aslı Kazan söz alarak Berksoy'un 11 Nisan 2016'da Emniyet Müdürlüğü'nde ibraz ettiği yazılı savunmanın dosyada yer almasını talep etti. Davaların ayrı ayrı açılmasını "dayanaksız ve gerekçesiz" olarak değerlendiren Kazan,  "Kopyala yapıştır iddianamede müvekkilimin suç tarihi 2015 suç yeri de Hakkari olarak gösterildi" dedi. 

Kazan akademisyenlere yönelik açılan bütün dava dosyalarının mahkemeye getirtilerek incelenmesini ve akademisyen davalarının birleştirilmesini talep etti.

Avukat Serdar Laçin söz alarak inceleme yapıldıktan sonra yargılamanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dört akademisyen davasında olduğu gibi TCK 301'den yapılması yönünde talepte bulundu. Avukat Laçin savunmalarını bu talepten sonra değerlendireceklerini söyledi.

* Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden dava açılmıştı. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’de devam ediyor.

TMK 7/2 ve TCK 301 ne diyor?

 TMK 7/2: Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

TCK 301: Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

Mahkeme, bir sonraki duruşmanın 8 Mayıs 2018, 09.20'de görülmesine, Berksoy'un emniyete verdiği yazılı ifadenin dosyaya eklenmesine ve 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyasının talep edilerek incelenmesine karar verdi.

1. Duruşma

İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Tülay Erkan'ın yardılandığı davanın ilk duruşması 09.50'da başladı. Erkan raporlu olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılamadı.

Avukatı Meriç Eyüboğlu müvekkilinin mazeret raporunu sunarak süre talep etti. 

Mahkeme bir sonraki duruşmanın 8 Mayıs 2018, saat 09.00'da görülmesine karar verdi.

Ne olmuştu?

1128 akademisyen, 10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" adına "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı bildiriyi yayınladı.

12 Ocak 2016'da Erdoğan, bildiriyi imzalayan akademisyenlerden söz ederek "Ey aydın müsveddeleri, sizler karanlık ve cahilsiniz" dedi.

Açıklamanın ardından akademisyenler ilk bildiriye imza atanlara destek olmak için imzacı olmaya devam etti. İkinci imzacılarla beraber toplam sayı 2212'ye ulaştı.

Birçok üniversitede akademisyenlerin kapıları işaretlendi, tehdit mesajları bırakıldı.

15 Ocak itibariyle Türkiye çapında onlarca akademisyen ev baskınlarının ardından gözaltına alındı, görevden uzaklaştırıldı yahut haklarında idari veya adli soruşturma açıldı.

10 Mart 2016'da Barış İçin Akademisyenler/İstanbul grubu adına, "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini kamuoyuna sunmalarından bu yana yaşanan gelişmeler hakkında basın toplantısı yapıldı. Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy ve Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı'nın okuduğu açıklamada savcılığın hangi suçu istinat edeceğini belirlemeden soruşturmalar için harekete geçtiğini belirterek, barış talebinde ısrarcı olduklarını söylediler.

Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy 15 Mayıs 2016’da; karar çıktığında yurtdışında olan Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı ise Türkiye’ye döndüğünde 31 Mart 2016’da “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandı. Dört akademisyen 22 Nisan 2016'da serbest bırakıldı.

OHAL ilanından sonra çıkan KHK'lar ile bildiriye imza atan 380 akademisyen görevinden ihraç edildi. Vakıf üniversitelerinde çalışan onlarca akademisyenin de görevlerine son verildi

(TP)

Kaynak: https://bianet.org/bianet/insan-haklari/192754-36-agir-ceza-mahkemesi-nd...