30. ACM'de İki Akademisyenin Duruşmaları Görüldü

Yazar / Referans: 
Tansu Pişkin, Bianet
Tarih: 
05.12.2018

30. ACM'de iki akademisyenin duruşması görüldü. Kendi mahkemesinde görülen akademisyen davalarını birleştiren heyetin başkanı,daha sonraki aşamalarda "kalabalık olacağı için" dosyaları gruplar halinde birleştireceğini söyledi.

Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini  imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerin duruşmaları Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde devam etti.

30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (ACM) Bilgi Üniversitesi'nden Arş. Gör. T.Ç.E.'nin ikinci, Dicle Üniversitesi'nden Doç. Dr. Y.B.'nin birinci duruşması görüldü.

Mahkeme başkanı: Utku Ercan - Üyeler: Ahmet Tarık Çiftçioğlu, Selçuk Kurt - Savcı: Mustafa Güner.

Başkan: "Öbek öbek birleştireceğiz"

1. duruşma

Duruşma salonunda hazır bulunan T.Ç.E. savunmasında suçlamaları reddederek derhal beraat talebinde bulundu:

"Ben sosyal bilimci bir kadınım, klinik psikoloğum. Benimsediğim mesleğin en önemli etik ilkesi “yararlı olmak ve zarar vermemek” ilkesidir. Uzun süreli ve şiddetli çatışmaların toplumun birçok kesimi üzerinde psikolojik travmaya yol açtığını biliyoruz. Şiddet ve travmayla da çalışan bir psikolog olarak yarattığı tahribatların birinci derecen tanığıyım.

"Sonuçta tüm bu şiddet olaylarının ortasında yapabildiğim, özgür ifade hakkımı kullanarak, devlete şiddetin sonlandırılması konusunda çağrıda bulunan bu metne imza atmak oldu.

"'Terör'le yan yana anılmaya en hafif deyimiyle şaşırıyorum"

"İddia edilenleri düşününce, bu açıklamayı maalesef yapmam gerekiyor ki, bu çağrıyı devlete yapmamın nedeni, karşımdaki muhatabın bir vatandaş olarak Türkiye Cumhuriyeti olmasıdır; çatışmaların diğer taraflarını muhatap almam mümkün değildir.

"Yine iddia edilenleri düşünerek ifade etmem gerekiyor ki, internet yoluyla imzaya açıldığını gördüğüm bu metni, kimsenin yönlendirmesi veya baskısı altında olmadan şiddetin son bulmasına çağrı yaptığını düşünerek imzaladım.

"İfade özgürlüğümüzün vatandaşlar olarak Türkiye Cumhuriyeti anayasası ve imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelerle koruma altında olduğunu düşünüyorum. Nereden gelirse gelsin şiddetin her türlüsüne karşı duran biri olarak, adımın ‘terör’le yan yana anılmasına en hafif deyimiyle şaşırıyor, hakkımda iddia edilen suçların hiçbirini kabul etmiyor ve derhal beraatımı talep ediyorum."

Mütalaa açıklandı

Ardından avukatı Sevgi Kalan ilk taleplerinin derhal beraat kararı verilmesi olduğunu belirterek mahkemenin aksi kanaatte olması halinde mahkemenin kendi bünyesindeki dosyaları birleştirmesini talep etti.

Savcı, araştırılmasını istediği başka bir husus kalmadığını belirterek esas hakkında mütalaasını sundu. Sanığın TMK 7/2 maddesine göre cezalandırılmasını istedi.

Birleştirme talebine sözlü açıklama

Mahkeme heyeti sanık ve avukatına talepleri üzerine esas karşı savunmalarını sunmak için süre verdi. Kendi mahkemesi bünyesindeki bütün akademisyen dosyalarını birleştiren heyet, davaları "birleşen dosyaların çok kalabalık olacağı gerekçesiyle öbek öbek birleştireceğini" söyledi. Ancak ara kararda birleştirme talebine ilişkin bir karar verilmedi.

Bir sonraki duruşma 22 Mart 2019'da.

2. duruşma

İlk celsesi görülen Y.B., "Terör örgütü üyeliğinden hakkımızda soruşturma açıldı ve takipsizlik kararı çıktı. Bu davadan da beraat etmek istiyorum. Eğer bu karar verilmeyecekse bir sonraki celsede ayrıntılı savunmamı yapmak istiyorum" dedi.

Ardından avukatı Ronay Cansever, müvekkilinin bahsettiği ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen "kovuşturmaya yer olmadığı" kararını mahkemeye sundu. Müvekkilinin derhal beraatini talep etti.

Heyet süre talebini kabul ederek duruşmayı 22 Mart 2019'a bıraktı.

Akademisyen yargılamaları hakkında

10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu.

Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.

5 Aralık itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 418 oldu. 38 akademisyen 1’er yıl 3’er ay; 2 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel, Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gülhan Türkay'ın cezası hariç cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı. Üstel’in ve Ersanlı'nın cezalarının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi. Türkay'ın gerekçesinde ise "sanığın talep etmediği" ifade edildi. Ancak heyet, Türkay'ı 2 yıl denetime tabii tutarak cezasını erteledi.

Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava sürüyor.

Birleştirme kararları

33. ACM, 25. ACM, 24. ACM, 29 ACM ve 30. ACM'de akademisyen dosyaları birleştirildi.

(TP)

Kaynak: https://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/203204-30-acm-de-iki-akademisy...