Hakim: Terör Saldırılarından Sonra İmza Atılmazken Bu Tarz Şeylerde Atılıyor

Yazar / Referans: 
Elif Ünal, Bianet
Tarih: 
19.04.2018

14. ACM Başkanı "Daha önce birçok terör saldırısı olmasına rağmen daha önce böyle bir bildiri neden imzalamadınız?” "Dikkatimizi çeken şey, terör saldırılarından sonra böyle bir imza atılmazken bu tarz şeylerde imza atıldığını görüyoruz” dedi.

Barış için Akademisyenler’in “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisi imzacılarına yönelik "terör örgütü propagandası" iddiasıyla açılan davaları bugün 36., 34. ve 14. Ağır Ceza Mahkemeleri'nde devam etti.

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde üç duruşma görüldü. Bu davalarda Boğaziçi Üniversitesi’nden, Doç Dr. Z. Y. , doktora öğrencisi Burcu Kaya ve Prof. Dr. İsmail Kuban Altınel ilk duruşmalarına çıktı.

Savunmasını gerçekleştiren Z.Y. imzaladığı metnin herhangi bir terör örgütüne destek verdiğini düşünmediğini belirtti. Mahkeme başkanının terör saldırıları olurken neden bildiri imzalamadığını sorması üzerine “insanların mağduriyetine karşı bir bildiriyle karşılaşsaydım daha önce ona da imza atardım. Terörün ve şiddetin her türlüsüne karşıyım” diye cevap verdi.

Burcu Kaya savunmasını iddianamenin kendisine tebligatından sonra yapacağını söylerken; İsmail Kuban Altınel akademik çalışmalarından savunma hazırlamaya vakti olmadığını belirtti. İki akademisyenin avukatı derhal beraat ve birleştirme taleplerinde bulundu.

Bir sonraki duruşmalar 28 Haziran’da görülecek.

Mahkeme heyetinde şu isimler yer alıyordu: Başkan Atilla Öztürk, Üye İrfan Şancı ve Hasan Aydın, Cumhuriyet Savcısı Ercan Gümüş.

1. duruşma

“İddianame kişiliğim ve sosyal geçmişim ile bağdaşmıyor”

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Doç Dr. Z.Y.’nin  savunmasında şu ifadeler öne çıktı:

Hakkımda hazırlanan iddianamenin kişiliğim ve sosyal geçmişim ile bağdaşmadığını düşünüyorum. Yaklaşık 25 senedir sosyoloji alanında eğitimci ve araştırmacı olarak görev yaptım. Üst düzey araştırmalarda ve projelerde çalıştım. Ülkemizin kalkınmasına ve refahına katkıda bulunmak istedim. İdari görevlerde de bulundum. Son iki yıldır da rektör danışmanı olarak görev yapıyorum.

“Yurtdışında yaşamayı hiç düşünmedim. Çünkü ülkemde yaşamak, onlara yararlı olmak, mutluluklarına katkıda bulunmak istedim. Bu ülkeye borçlu olduğumu düşündüğüm için bu ülkede yaşamak istedim. Ülkemin kalkınmasına da her türlü çalışmam ile yetiştirdiğim öğrenciler ile faydalı olduğumu düşünüyorum.

“Vicdani sebeplerle destek verdim”

“İddianameyi okudum. Söz konusu metne tamamen vicdani sebeplerle destek verdim. Çözüm sürecinde çatışmaların azaldığını gördüm. Çok kısa sürede bunlar tersine döndü. Bu bildiriyi böyle bir ortamda, bir çözüm sunabilmek için imzaladım.

“Basın açıklamasının her kelimesine katılmamakla birlikte genel hatlarına katılmakta bir sakınca görmedim. Bildiriyi kimin hazırladığını bilmiyorum. Herhangi bir terör örgütünün propagandasını da yaptığını düşünmediğim için destekledim. Yaşanan acıların son bulması ve mağduriyetlerin giderilmesi için bu bildiriye destek verdim. Bu metnin herhangi bir terör örgütünü desteklediğini düşünmedim, düşünmüyorum.

“Metnin ortaya çıkmasından sonra çıkan tartışmaların bir parçası olmaktan hicap duyuyorum. Kendi düşüncelerimle tamamen çeliştiğini düşünüyorum.

“Tarafıma ait olmayan ifadeler iddianamede aleyhimde delil olarak verilmiştir. Emniyet ifadem dikkate alınsaydı bu tür bir yanlışlığın yapılmaması gerekirdi. Suçsuzum. Beraatımı istiyorum.”

Savunmanın ardından Avukat Selen Karaçalı Erdoğan kendi savunması için ek süre talep etti.

Hakim: “Terör saldırılarından sonra neden bildiri imzalamıyorsunuz?”

Mahkeme başkanı Z.Y.'ye hitaben “Daha önce bir bildiriye imza attınız mı? Daha önce birçok terör saldırısı olmasına rağmen daha önce böyle bir bildiri neden imzalamadınız?” diye sordu. “Dikkatimizi çeken şey, terör saldırılarından sonra böyle bir imza atılmazken bu tarz şeylerde imza atıldığını görüyoruz” diye devam etti.

Z.Y. ise “Daha önce herhangi bir bildiriye destek vermedim. İnsanların mağduriyetine karşı bir bildiriyle karşılaşsaydım daha önce ona da imza atardım. Terörün ve şiddetin her türlüsüne karşıyım” diye cevapladı.

Sanık avukatı Selen Karaçalı Erdoğan savunmaya iştirak ettiğini, kendi savunmasını sunmak için ek süre istediğini bildirdi.

Bir sonraki duruşma 28 Haziran saat 10:00’da.

2. duruşma

“İddianame tarafıma tebliğ edilmedi”

Boğaziçi üniversitesi Psikoloji bölümünde Doktora öğrencisi olan Burcu Kaya iddianamenin kendisine tebliğ edilmediğini belirtirken, savunmasını iddianame tebliğ edildikten sonra yapacağını söyledi.

3. duruşma

"Beraat talebi"

Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden Prof. Dr. İsmail Kuban Altınel “Akademik işlerim çok yoğundu. Savunmamı hazırlayamadım. Savunmamı hazırlamak için süre talep ediyorum” dedi.

Avukat İnayet Aksu Burcu Kaya ve İsmail Kuban Altınel için de sanık savunmasını yaptıktan sonra beyanda bulunacaklarını ancak usule yönelik taleplerinin olduğunu belirtti.

“Öncelikle Uluslararası Sözleşmeler ve Anayasanın 90. Maddesi dikkate alındığında ifade özgürlüğü kapsamında kaldığından CMK’nın 223/9 gereğince derhal beraat kararı verilmesi gereken hal söz konusudur. Öncelikle beraat kararı verilmesini talep ediyoruz. Ayrıca mahkemenizce görülmekte olan aynı bildiri nedeniyle açılmış üç dava dosyası daha vardır. Bu dosyalar ile birleştirme talep ediyoruz. Ayrıca İstanbul 13. ACM’nin esas sayılı dosyası ile bu dosya irtibatlıdır. Bu konuda birleştirme talebimiz vardır” dedi.

Mahkeme birleştirme taleplerinin sanıkların savunması alındıktan sonra düşünüleceğini belirtirken, sanıklara gelecek celseye kadar savunmalarını hazırlamak için ek süre verilmesine karar verdi.

Burcu Kaya’nın duruşması 28 Haziran saat 10:00’a ertelenirken İsmail Kuban Altınel’in duruşması 28 Haziran 10:20’ye ertelendi.

Ne olmuştu?

10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu.

Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.

19 Nisan itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 194 oldu. 12 akademisyen 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel'in cezası hariç cezalar ertelendi. Üstel’in cezasının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi.

Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016)  ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) “örgüt propagandası”ndan tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar.  Halen yargılanmaları “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301 ile sürüyor.  

(EÜ/BK)

Kaynak: https://m.bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/196313-hakim-teror-saldirila...