Mahkeme Başkanı: "Bana Nasıl Konuşacağımı Öğretemezsin"

Yazar / Referans: 
Tansu Pişkin, Bianet
Tarih: 
26.06.2018

34. ve 35. ACM'de yedi akademisyenin ikinci duruşmaları görüldü. 35. ACM'de Çiğdem Bozdağ'ın dosyası için birleştirme kararı verildi. 34. ACM'de ise beş akademisyen için açıklanan mütalaada TMK 7/2'den ceza istendi.

Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlanan akademisyenlere yönelik davalar Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 34. ve 35. Ağır Ceza mahkemelerinde devam etti.

35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde (ACM) Kadir Has Üniversitesi’nden Dr. Ceren Lord ve Dr. Çiğdem Bozdağ; 34. ACM'de İstanbul Üniversite'nden Prof. Dr. Pınar Saip, Prof. Dr. Raşit Tükel, Yrd. Doç. Dr. Özgün Akduran, Galatasaray Üniversitesi'nden Doç. Dr. Cem Özatalay ve Arş. Gör.F.G.K. ikinci duruşmalarına çıktı.

35. ACM'de birleştirme

Lord yurtdışında olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılamadı. İfadesi talimatla alınacağı için duruşması 4 Aralık'a ertelendi. Bozdağ ise savunmasını yaptı. Mahkeme heyeti kendi mahkemesindeki diğer akademisyen dosyalarıyla bu dosyayı birleştirdi.

34. ACM'de mütalaa

Saip sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılamadı. Tükel, Akduran, Özatalay ve F.G.K. duruşma salonunda hazır bulunarak savunmalarını sundu. Mahkeme heyeti avukatların soruşturmanın genişletilmesi ve birleştirme taleplerini reddetti. 

Esas hakkında mütalaasının hazır olduğunu belirten savcıya sunması için müsaade edildi. Savcı mütalaasında akademisyenlerin Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 maddesindeki "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla cezalandırılmasını istedi.

Duruşmaların dördü esasa karşı savunma hazırlamak suretiyle 22 Ocak'a; F.G.K.'nin duruşması 24 Ocak'a ertelendi.

256 kişi ilk duruşmasına çıktı

İmzacı akademisyenlere yönelik davalar, 5 Aralık 2017'de başladı. 26 Haziran itibariyle 256 akademisyenin ilk duruşmaları görülürken içlerinden 16 kişinin davasında karar açıklandı. 16 akademisyen için de 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel ve Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı'ının cezası dışında bütün cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Duruşmalardan ayrıntılar şöyle:

35. ACM

Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Adem Aygün; Üyeler: Gülşah Eğilmez Türüdi, Teceli Aslan; Savcı: Selahattin Kanbur.

1. duruşma

Kadir Has Üniversitesi'nden Dr. Ceren Lord yurtdışında olduğu gerkçesiyle duruşmaya katılamadı. Avukatı Turhan Yıldız söz alarak 13. ACM'de devam eden dört akademisyenin dosyasıyla birleştirme talepleri olduğunu söyledi.

13. ACM’deki dosya

Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında TMK 7/2'den açılan davada, savcının talebi üzerine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden yargılama yapılması için Adalet Bakanlığı'na yargılama izni için başvuruldu. Henüz yanıt gelmedi. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

TCK 301

Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

Mahkeme heyeti savunma alınmadan birleştirme hususunda karar veremeyeceklerini belirtti. Lord için istinabe talebi kabul edilmiş, ifadesinin İngiltere'de talimatla alınmasına karar verilmişti. 

Savunma henüz gelmediği için duruşmanın 4 Aralık, 09.45'te devam etmesine karar verildi.

2. duruşma

Duruşma salonunda hazır bulunan Kadir Has Üniversitesi'nden Çiğdem Bozdağ savunmasını sundu. İsnat edilen suçlamaları reddederek derhal beraat talebinde bulundu:

"11 Ocak 2016 tarihli barış bildirisini, çözüm süreci boyunca süren çatışmasızlık ortamının ardından şideetin ve ölümlerin tekrar artmasından ve bundan özellikle sivillerin zarar görüyor olmasından son derece rahatsız olduğum ve de ülkemizde barış içinde yaşama hakkının tesis edilmesini istediğim için imzaladım."

"Düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında"

"Hem bir vatandaş hem de bir akademisyen olarak, şiddete ve şiddet içeren her tür eyleme karşı çıkma sorumluluğu taşıdığıma inanıyorum ve bunun için ifade özgürlüğü sınırları içinde her türlü çabanın gösterilmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum.

"İmzalamış olduğum metin şiddet çağrısı yapmamaktadır, bu açıdan Anayasanın 26. maddesi uyarınca düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır ve suç oluşturmamaktadır."

Birleştirme kabul edildi

Avukat Melike Polat Bursalı birleştirmeye ilişkin taleplerini sundu. Mahkeme heyeti Bozdağ'ın dosyasının 35. ACM'de birleştirilen akademisyen dosyalarıyla birleştirdi. Bir sonraki duruşma 18 Ekim 09.30'da görülecek.

34. ACM

Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Abdullah Özer; Üyeler: Oktay Güney, Emrah Kayasan; Savcı: İlkay Özcan.

1. duruşma

İstanbul Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Özgün Akduran duruşma salonunda hazır bulundu.

Akduran savunmasında "Metni imzaladığımda yurtdışından henüz dönmüştüm. İmza vermeme sebep olan olayları izlediğimde yaşadığım utancı hala hatırlıyorum. o dönemde yaşananların tekrarını eminim kimse istemez. Metni barış isteğiyle imzaladım. Davranışımın düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini ve derhal beraatimi talep ediyorum" dedi.

Birleştirme talebi yinelendi

Avukat Özlem Ayata söz alarak 13. ACM'deki dosyayla birleştirme talebinin reddedildiğini hatırlattı. Ayata, ilgili mahkemedeki akademisyen dosyaların birleştirilmesini talep etti. Ayata ayrıca savunma için ek süre istedi.

Mahkeme heyeti, iki nolu ara kararında talebi reddettiğini, kanaatinde şu aşamada bir değişiklik olmadığını söyleyerek birleştirme talebini reddetti. Heyet ek süre talebini de reddederek "mütalaadan sonra süre verilecektir" dedi. Ayata savunmanın genişetilmesi yönünde talepleri olduğunu söyledi.

Savcı mütalaa açıkladı

Mahkeme heyeti daha önce böyle bir talepleri olmadığı gerekçesiyle yargılamanın suistimal edildiği gerekçesiyle avukatların bu talebini de reddetti. Sözü sorulan savcı esas hakkında mütalaasının hazır olduğunu söyledi.

Savcı mütalaasında, "terör örgütü propagandası suçunun tüm unsurlarının oluştuğunu, metinde devletin güvenlik güçlerinin katliam yapmakla suçlandığını, metni imzalamak düşüncesinden terör örgütünün düşüncelerinin yayılmasının anlaşıldığını" söyleyerek TMK 7/2 maddesi yönünden suç unsurlarıın "tamamının" oluştuğunu, sanığın bu maddeye göre cezalandırılmasını istedi.

Terörle Mücadele Kanunu 7/2

Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

22 Ocak'ta devam edilecek

Mahkeme heyeti esas hakkında mütalaaya karşı savunma hazırlamak üzere sanık ve müdafilerine süre vererek duruşmayı 22 Ocak saat 10.00'a erteledi.

2. duruşma

İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Raşit Tükel duruşma slonunda hazır bulundu. Tükel'in savunması ardından mahkeme başkanı 10 Mart 2016'daki basın açıklamasında nerede olduğunu sordu. Tüke okuldaki görevi nedeniyle katılamadığını ancak o gün anlatılanlara katıldığını ifade etti.

Avukatlardan soruşturmanın genişletilmesi talebi

Avukat Ziynet Özçelik söz alarak "Kastı araştırıken denetleme yükümlülüğü mahkemeniz açısından zorunludur" dedi. Esas hakkında mütalaasını açıklayan duruşma savcısının iddianame savcısı ile kolluğun söylediğinin ötesine geçemediğini ifade etti.

Özçelik savunmasında "Doğrudanlık ilkesi gereği kanıtların araştırılması gerekmez mi" diye sordu. Avukat Meriç Eyüboğlu ise "Bizim ne söylediğimizin bir önemi olmaksızın hazırlanmış bir mütalaayla karşılaştık. Burada olsa olsa ön yargı var" dedi.

Özçelik ve Eyüboğlu birleştirme ve tevsi-i tahkikat (soruşturmanın genişletimesi) talepleri olduğunu söyledi.

Tüm talepler reddedildi

Mahkeme heyeti birleştirme ve tevsi-i tahkikat taleplerini "yargılamayı uzatma gerekçesiyle taep edildiği gerekçesiyle" reddetti. Müdafiler ek savunma için süre istedi. Savcı bu talebin reddini talep ederek mütalaasını sunmak istedi.

Savcı ilk duruşmada sunduğu mütalaasını yineleyerek Tükel'in TMK 7/2'ye göre cezalandırılmasını istedi. 

"Adil yargılamanın güvenceleri yok"

Mahkeme heyeti, sanık ve avukatarına esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak için süre verdi. Avukat Özçelik söz alarak "Müstakil bir gerçeklik araştırma mahkemeniz taarfından yapılmıyorsa adil yargılamanın güvenceleri bizim açımızdan yoktur" dedi.

Bir sonraki duruşma 22 Ocak'ta görülecek.

3. duruşma

Galatasaray Üniversitesi'nden Doç. Dr. Cem Özatalay duruşma salonunda hazır bulundu.

Özatalay: Hükmümüz beyanlarımız alınmadan verilmiş

Özatalay, mahkeme heyeti ve savcının esas hakkındaki mütalaasını açıklamak ve duruşmayı karara bağlamak için acele ettiğini ilk iki duruşma boyunca gözlemlediğini söyledi:

"7 Aralık'ta ilk kez mahkemenize çıktığımda savunmamın bir şeyleri değişeceği umudum vardı. Diğer davaları da izlerken fark ettim ki bizim savunmalarımızın bir hükmü yok. Bizim hükümlerimiz beyanlarımız alınmadan verilmiş. Burada söyleyeceğimiz sözlerin bir kıymeti harbiyesi yok. Başka mahkemelerde imzasını çekenle imzasının arkasında olan arkadaşlarımızın aynı cezayı aldığını gördüm. Bu yargılamalar benim için hayal kırıklığıdır. Bu koşullar altında söylemek istediklerim yine de kayıtlara geçsin diye söyleyeceklerimdir."

Özçelik: Hukuk devleti dışında bir anlayış

Avukat Ziynet Özçelik "Hukuk devleti dışında bir anlayışın benimsendiğini görüyoruz. Ancak bir kez daha taleplerimizi yineliyoruz. Biz biliyoruz ki buradaki taleplerimiz gerçekleştirilmesi gereken talepler. Görünürde de olsa tarafsızlığınızı yerine getirmek bakımından en azından bu taleplerin incelenmesi yönünde karar vermelisiniz" diye konuştu.

Eyüboğlu: Mütalaa özensiz ve eksik

Avukat Meriç Eyüboğlu ise şu beyanlarda bulundu:

"Siz hiçbir delil toplamazken bir sonraki celse için süreyi 22 Ocak'a veriyorsunuz. Mevzu davayı uzatmaksa istediğimiz raporlar verdiğiniz yedi aylık sürede gelir. Biz fazladan süre istemiyoruz. İddianameyi aynen alarak yargılama yapılıyor. Müvekkilin söylediğinin bir önemi yoksa biz bu davanın öznesi bile değiliz.

"Verdiğiniz sürenin de hüküm önceden verildiği için bir anlamı yok. Mütalaa da iddianame özensiz ve eksiktir. Tevsi-i tahkikat taleplerimizi yineliyoruz."

Mahkeme başkanından "iddialara" yanıt

Mahkeme başkanı "savunmalardaki iddiaları aydınlığa kavuşturalım" diyerek avukatlara yanıt verdi. Sonucu belli olan bir davada sanığa ve müdafilerine uzun uzadıya savunma yapmak için süre vermeyeceğini, ilk celsede tevsi-i tahkikat taleplerinin tartışılmadığını, "Türk yargısında bir dosyanın yargılaması için ayrılabilecek sürenin aşağı yukarı belli olduğunu" ve 53 dakikadır tek bir duruşmanın sürdüğünü söyledi. 

Mahkeme başkanı: Nasıl konuşacağımı öğretemezsin

Mahkeme heyeti aynı karar ve gerekçelerle talepleri reddetti. Savcının TMK 7/2'den ceza istemesi üzerine mahkeme başkanı Özatalay'ı "Gel" diye çağırdı. Özatalay "Bu şekilde konuşmazsanız daha rahat edeceğim" diye yanıt verdi. Mahkeme başkanı "Bana nasıl konuşacağımı öğretemezsin" diyerek sesinin yükseltti. Eyüboğlu'nun müdahalesine ise "Üçüncü defa tekrar ederseniz duruşma nizamını bozduğunuz gerekçesiyle dışarıya atarım" diye tehdit etti. 

Eyüboğlu mahkeme başkanının sanığın ifadesine kadar "Siz" diye hitap ettiğini, ifadeden sonra tavrının değiştiğini söyledi. Mahkeme başkanı "CMK'ya göre böyle bir zorunuluğum yok. Kimseye siz demedim demem de" diye konuştu. Avukat Ziynet Özçelik "Nezaket hiç kimseye zarar vermez" dedi. 

O sırada salonda bulunan avukatlardan Gizem Sayın mahkeme başkanının konuştuğu sırada SEGBİS'in neden kapalı olduğunu sordu. Mahkeme başkanı Sayın'ın dışarı atılması için güvenliği çağırdı. 

Ardından heyet sanık ve müdafilerinin esas hakkında mütalaaya karşı savunma hazırlamak üzere ek süre telebini kabul etti. Bir sonraki duruşma 22 Ocak'ta görülecek. 

4. duruşma

İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Pınar Saip sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılamadı. Mahkeme heyeti sanığın bir sonraki celsede hazır edilmesini istedi. Bir sonraki duruşma 22 Ocak'ta görülecek.

Seyircisiz devam edilecek

Bu sırada avukat Sayın tekrar duruşma salonuna girdi. Mahkeme başkanı güvenlik görevlilerini azarlayarak "Kim size içeri alın dedi" diye sordu. "Çıkın yoksa zor kullanarak dışarı çıkarmalarını isteyeceğim" dedii.

Sayın ise bunun yeni bir duruşma olduğunu, tutanak tutulması ve SEGBİS kayıtlarının izlenmesi gerektiğini söyledi. Mahkeme başkanı duruşmaya beş dakika ara verdi ve seyircisiz devam etme kararı aldı.

5. duruşma

Duruşma salonunda hazır bulunan Galatasaray Üniversitesi'nden Arş. Gör. F.G.K. savunmasını sundu; suçlamaları reddederek derhal beraatini istedi.

Savcı esas hakkında mütalaasını tekrar etti. Avukatların birleştirme ve tevsi-i tahkikat hususundaki taeplerini reddeden mahkeme heyeti, mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak üzere sanığa ve avukatlarına süre verdi. Bir sonraki celse 24 Ocak'ta. 

Ne olmuştu?

10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu.

Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.

26 Haziran itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 256 oldu. 16 akademisyen 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel ve Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı'nın cezası hariç cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı. Üstel’in ve Ersanlı'nın cezalarının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi.

Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava sürüyor.

(TP)

Kaynak: https://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/198595-mahkeme-baskani-bana-na...